Kent
içerisinde ağaçlık yerlerden beşi çok özel. Bunları özel yapan ise Belediye
tarafından yapılmamış olması. Birincisi
bugün adına Halk Bahçesi denen, bugün unutulmuş olan ama yakın zamana kadar
halk arasında İngiliz Bahçesi olarak adlandırılan yer; Calvert ailesinden
kalma. Bu konuda ayrıntılı bilgi buradan okunabilir.
Diğer
dördü ise 1994-1997 yılları arasında Çevre Gönüllüleri Derneği tarafından
ağaçlandırılan yerler kentin ve kentlinin kolektif emeği ile bugünlere geldi.
Ağaçlandırma Çanakkale Belediyesi, Orman Bölge Başmüdürlüğü, Çanakkale Çevre Gönüllüleri
Derneği iş birliği ile yapılıyor;
Belediye yeri, Orman Bölge Başmüdürlüğü fidanları
veriyor., Çevre Gönüllüleri Derneği ağaçları dikip, organizasyonu
gerçekleştiriyor. Çevre de yaşayanlar ise ağaçların büyümesini sağlıyor.
Çevresinde
oturanlar ağaçların bakımı ve korunmasını yapıyor. Bir sohbetimizde Derneğin
kurucularından ve yöneticilerinden Şahabettin Kalfa “her 6 ağacı 1
kişiye/aileye zimmetlediklerini, o ailenin kendisine verilen ağaçların hem
sulamasını ve bakımını yaptığını hem de altında evinin ihtiyacını karşılamak
üzere sebze yetiştirdiğini” söylemişti. Ailelerin küçük bölümler
halinde sebze yetiştirmeleri mahallelinin
ağaçlık alanları sahiplenmesinde güdüleyici rol oynuyor.
Ağaçlar büyümüş, ağaçlandırılan yerler bir kent koruluğuna dönüşmekte. Her biri yeniden düzenlemiş ya da düzenlemekte, ama o korulukları yoktan var eden, bugünlere getiren toplumsal bağlamı ve o bağlamın Çanakkale çevre mücadelesine gönderme bulamıyoruz.
Bu
dört yerden birisinde, Esenler Mahallesi Adnan Kahveci caddesi ile Demokrasi
caddesi arasında kalan ağaçlık alanda “Çevre Gönüllüleri Ağaçlığı” diye bir
tabela vardı. O tabela hala orada ama zamana yenilmiş, rüzgâr, güneş, kar,
yağmur dolu tabelayı eskitmiş yazıları ise okunmaz hale gelmiş. Belediye çocuk
oyun donatıları koymuş, piknik yapılabilmesi için düzenlemeler yapmış. Belediye
adını da “Adnan Kahveci Piknik Alanı” yapmış. İki tabela 3-5 metre ara ile yan
yana. Birisi yeni diğeri artık okunmaz halde.
Diğer
ikisi İsmet Paşa mahallesinde, Mecidiye Cami ile Şemsettin Fatma Çamoğlu
İlkokulunun doğusunda, Troya Caddesine tarafında, Yaser’i Asım sokak, Melihşah
sokak, Genç Osman Sokak, Malazgirt Sokak arasında kalan adada bulunuyor. Google
haritadan buradaki ağaçlık alanların birisi “Çevre Gönüllüleri Ağaçlığı” olarak
diğeri “Piknik Alanı” olarak yer almakta. Belediye iki alanı birleştirip,
piknik masaları, çocuk oyun grupları yerleştirip, Talat Göktepe Piknik Alanı
koymuş.
Sonuncusu
ise eski SSK hastanesi yanında, otobüslerin hareket noktasının doğusunda Bülent
Dikmener Caddesi ile Karacaören caddesinin kesiştiği yerde. Burayı Belediye
yeniden düzenliyor, park haline getiriyor. Google haritada Çevre Gönüllüleri
Ağaçlığı olarak adlandırılıyor. Burasının adı Hoşgörü Parkı olarak belirlenmiş.
Bence henüz yapılmakta olan yere Erol Taşdemir Hoşgörü parkı adı çok yakışır. Çünkü çok erken kaybettiğimiz Erol Taşdemir çevre mücadelesine gönlünü vermişti. Çevre Gönüllüleri Ağaçlandırmaları, onun ve Çevre Gönüllülerinin Çanakkale’nin her yerinde gece-gündüz, güneş- yağmur, kar, soğuk-sıcak, demeden çevre mücadelesini organize etmelerinin bugüne somut olarak kent içi ağaçlık olarak gelen göstergesidir. Ayrıca Erol Taşdemir mücadele de ne kadar karalı, azimli ise insan ilişkilerinde de o kadar hoşgörülü idi, bu hoşgörüsü onu Liberal Parti il başkanlığına taşımıştı. İl başkanı olarak da Liberal Partiye tüm eleştirileri, gülümseyerek ve ustalıkla savuştururdu.
O Çevre Gönüllüleri ki, Lâpseki Alpagut
köyüne yapılmak istenen Çanakkale’nin ilk kömürle çalışan termik santralının yapımı
iptal ettirildi. 1990’larda Lâpseki
Alpagut köyüne termik santralın engellenmesi mücadelesinde, köy köy dolaşıp,
kahve ziyaretleri, sohbetleri yaparak binlerce köylüyü termik santrala karşı
harekete geçirdiler. Köylülerin teneke çalarak ÇED toplantısını basmalarının
ardından valilik projeyi durdurdu. Bu mücadeleden kendince sonuçlar çıkaran
iktidar, Çan termik santralına karşı mücadelenin başarıya ulaşmasını engelledi.
Çanakkale Organize sanayi Bölgesi yeri ile
ilgili eleştirileri yönetim ve ÇASİAD çevresinde kirletici sanayilerin
gelmesine kaşı bir duyarlılık oluşturuldu, itirazların haklılığı ise 20 yıl
sonra taraflarca kabul edildi.
Assos-Küçük Kuyu yolunun genişletilmesinde
zeytin kıyımı önemli ölçüde önlendi. Assos-Küçük Kuyu yolunun genişletilmesinde
zeytin kıyımını önlemesi için konuya özel hazırlanan afiş, pankart, bildiri,
broşür gibi materyallerle köyler dolaşıldı, kahvelerde eğitim ve bilgilendirme
ziyaretleri yapıldı. 100.000 imza toplandı, dava açıldı ve kazanıldı.
Metalik madenciliğe karşı
Çanakkale-Balıkesir ölçeğinde mücadelenin birlikte organize edilmesi için
Kazdağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği kurulmasına öncülük ettiler. Bu
birlik daha sonra Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği halini aldı.
Denizlerin kirletilmesine ve kaçak balık
avlanmasına karşı mücadeleleri ile deniz eko sistemini korunmasına katkıları
oldu.
Yukarıdaki mücadelelere gönüllerini koyan,
gece gündüz, yaz kış, sıcak soğuk demeden mücadele eden Gönüllülerden Erol
Taşdemir’i erken kaybettik, ailesi Güzelyalı da oturuyor. Bir mücadele örgütü
olarak Çevre Gönüllüleri Derneği ise iki grubun, derneği reel siyasette, kendi
partilerinin hegemonya alanına çekme didişmesinde eridi gitti.
Yeni
yapılan parka Erol Taşdemir Hoş görü parkı adı verilirken, diğer üç
ağaçlandırılan alana toplumsal bağlamları içerisinde Çevre Gönüllüleri
tarafından ağaçlandırıldıkları ve çevre sakinleri tarafından bakımlarının ve
sulamalarının yapıldığını belirten tabelalar konulmalı.
Bu adlandırma ve anımsatmalar kentlilik
bilincinin gelişmesine de katkı yapar. Çünkü Kentte katılım, gönüllülük,
demokrasi kültürü kendi kendine gelişmez. Bu konulardaki söylemler pratikle
geliştirilmediği sürece uçar gider.
Çanakkale ise hem söylem hem pratik olarak zengin bir kent olmasına
rağmen, bu zenginliğinden bugün yeteri kadar yararlanamıyor. Bu yazıdaki
örneklerde olduğu gibi onları meydana getiren kolektif emek, gönüllülük,
katılım gibi unsurlar en hafif deyişle görmezden geliniyor, bu değerleri
çağrıştıracak adlandırmalar bile yok ediliyor.
Belediyeden
beklentim bu yanlışı düzeltmesi, toplumsal duyarlılıkların sözden uygulamaya
dönüşen ve bugüne gelen eserlerine, sürecini ve anlamını anlatan adların
verilip, bu adın neden verildiğinin açıklayıcı- aydınlatıcı metinlerin herkesin
göreceği şekilde konması. Tıpkı “İsmail Bütün” parkında olduğu gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.