Çevre Gönüllüleri Ağaçlandırmaları Ve Erol Taşdemir

 

[1]

 


Kent içerisinde ağaçlık yerlerden beşi çok özel. Bunları özel yapan ise Belediye tarafından yapılmamış olması.  Birincisi bugün adına Halk Bahçesi denen, bugün unutulmuş olan ama yakın zamana kadar halk arasında İngiliz Bahçesi olarak adlandırılan yer; Calvert ailesinden kalma. Bu konuda ayrıntılı bilgi buradan okunabilir.

Diğer dördü ise 1994-1997 yılları arasında Çevre Gönüllüleri Derneği tarafından ağaçlandırılan yerler kentin ve kentlinin kolektif emeği ile bugünlere geldi. Ağaçlandırma Çanakkale Belediyesi, Orman Bölge Başmüdürlüğü, Çanakkale Çevre Gönüllüleri Derneği iş birliği ile yapılıyor; Belediye yeri, Orman Bölge Başmüdürlüğü fidanları veriyor., Çevre Gönüllüleri Derneği ağaçları dikip, organizasyonu gerçekleştiriyor. Çevre de yaşayanlar ise ağaçların büyümesini sağlıyor.

Çevresinde oturanlar ağaçların bakımı ve korunmasını yapıyor. Bir sohbetimizde Derneğin kurucularından ve yöneticilerinden Şahabettin Kalfa “her 6 ağacı 1 kişiye/aileye zimmetlediklerini, o ailenin kendisine verilen ağaçların hem sulamasını ve bakımını yaptığını hem de altında evinin ihtiyacını karşılamak üzere sebze yetiştirdiğini” söylemişti. Ailelerin küçük bölümler halinde sebze yetiştirmeleri mahallelinin ağaçlık alanları sahiplenmesinde güdüleyici rol oynuyor.





Ağaçlar büyümüş, ağaçlandırılan yerler bir kent koruluğuna dönüşmekte. Her biri yeniden düzenlemiş ya da düzenlemekte, ama o korulukları yoktan var eden, bugünlere getiren toplumsal bağlamı ve o bağlamın Çanakkale çevre mücadelesine gönderme bulamıyoruz. 

Bu dört yerden birisinde, Esenler Mahallesi Adnan Kahveci caddesi ile Demokrasi caddesi arasında kalan ağaçlık alanda “Çevre Gönüllüleri Ağaçlığı” diye bir tabela vardı. O tabela hala orada ama zamana yenilmiş, rüzgâr, güneş, kar, yağmur dolu tabelayı eskitmiş yazıları ise okunmaz hale gelmiş. Belediye çocuk oyun donatıları koymuş, piknik yapılabilmesi için düzenlemeler yapmış. Belediye adını da “Adnan Kahveci Piknik Alanı” yapmış. İki tabela 3-5 metre ara ile yan yana. Birisi yeni diğeri artık okunmaz halde.  

Diğer ikisi İsmet Paşa mahallesinde, Mecidiye Cami ile Şemsettin Fatma Çamoğlu İlkokulunun doğusunda, Troya Caddesine tarafında, Yaser’i Asım sokak, Melihşah sokak, Genç Osman Sokak, Malazgirt Sokak arasında kalan adada bulunuyor. Google haritadan buradaki ağaçlık alanların birisi “Çevre Gönüllüleri Ağaçlığı” olarak diğeri “Piknik Alanı” olarak yer almakta. Belediye iki alanı birleştirip, piknik masaları, çocuk oyun grupları yerleştirip, Talat Göktepe Piknik Alanı koymuş.

Sonuncusu ise eski SSK hastanesi yanında, otobüslerin hareket noktasının doğusunda Bülent Dikmener Caddesi ile Karacaören caddesinin kesiştiği yerde. Burayı Belediye yeniden düzenliyor, park haline getiriyor. Google haritada Çevre Gönüllüleri Ağaçlığı olarak adlandırılıyor. Burasının adı Hoşgörü Parkı olarak belirlenmiş.


Bence henüz yapılmakta olan yere Erol Taşdemir Hoşgörü  parkı adı çok yakışır. Çünkü çok erken kaybettiğimiz Erol Taşdemir çevre mücadelesine gönlünü vermişti. Çevre Gönüllüleri Ağaçlandırmaları, onun ve Çevre Gönüllülerinin Çanakkale’nin her yerinde gece-gündüz, güneş- yağmur, kar, soğuk-sıcak, demeden çevre mücadelesini organize etmelerinin bugüne somut olarak kent içi ağaçlık olarak gelen göstergesidir.  Ayrıca Erol Taşdemir mücadele de ne kadar karalı, azimli ise insan ilişkilerinde de o kadar hoşgörülü idi, bu hoşgörüsü onu Liberal Parti il başkanlığına taşımıştı. İl başkanı olarak da Liberal Partiye tüm eleştirileri, gülümseyerek ve ustalıkla savuştururdu.

 

O Çevre Gönüllüleri ki, Lâpseki Alpagut köyüne yapılmak istenen Çanakkale’nin ilk kömürle çalışan termik santralının yapımı iptal ettirildi.  1990’larda Lâpseki Alpagut köyüne termik santralın engellenmesi mücadelesinde, köy köy dolaşıp, kahve ziyaretleri, sohbetleri yaparak binlerce köylüyü termik santrala karşı harekete geçirdiler. Köylülerin teneke çalarak ÇED toplantısını basmalarının ardından valilik projeyi durdurdu. Bu mücadeleden kendince sonuçlar çıkaran iktidar, Çan termik santralına karşı mücadelenin başarıya ulaşmasını engelledi.  

Çanakkale Organize sanayi Bölgesi yeri ile ilgili eleştirileri yönetim ve ÇASİAD çevresinde kirletici sanayilerin gelmesine kaşı bir duyarlılık oluşturuldu, itirazların haklılığı ise 20 yıl sonra taraflarca kabul edildi.

Assos-Küçük Kuyu yolunun genişletilmesinde zeytin kıyımı önemli ölçüde önlendi. Assos-Küçük Kuyu yolunun genişletilmesinde zeytin kıyımını önlemesi için konuya özel hazırlanan afiş, pankart, bildiri, broşür gibi materyallerle köyler dolaşıldı, kahvelerde eğitim ve bilgilendirme ziyaretleri yapıldı. 100.000 imza toplandı, dava açıldı ve kazanıldı.

Metalik madenciliğe karşı Çanakkale-Balıkesir ölçeğinde mücadelenin birlikte organize edilmesi için Kazdağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği kurulmasına öncülük ettiler. Bu birlik daha sonra Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği halini aldı.

Denizlerin kirletilmesine ve kaçak balık avlanmasına karşı mücadeleleri ile deniz eko sistemini korunmasına katkıları oldu.

Yukarıdaki mücadelelere gönüllerini koyan, gece gündüz, yaz kış, sıcak soğuk demeden mücadele eden Gönüllülerden Erol Taşdemir’i erken kaybettik, ailesi Güzelyalı da oturuyor. Bir mücadele örgütü olarak Çevre Gönüllüleri Derneği ise iki grubun, derneği reel siyasette, kendi partilerinin hegemonya alanına çekme didişmesinde eridi gitti. 

Yeni yapılan parka Erol Taşdemir Hoş görü parkı adı verilirken, diğer üç ağaçlandırılan alana toplumsal bağlamları içerisinde Çevre Gönüllüleri tarafından ağaçlandırıldıkları ve çevre sakinleri tarafından bakımlarının ve sulamalarının yapıldığını belirten tabelalar konulmalı.

 Bu adlandırma ve anımsatmalar kentlilik bilincinin gelişmesine de katkı yapar. Çünkü Kentte katılım, gönüllülük, demokrasi kültürü kendi kendine gelişmez. Bu konulardaki söylemler pratikle geliştirilmediği sürece uçar gider.  Çanakkale ise hem söylem hem pratik olarak zengin bir kent olmasına rağmen, bu zenginliğinden bugün yeteri kadar yararlanamıyor. Bu yazıdaki örneklerde olduğu gibi onları meydana getiren kolektif emek, gönüllülük, katılım gibi unsurlar en hafif deyişle görmezden geliniyor, bu değerleri çağrıştıracak adlandırmalar bile yok ediliyor.

Belediyeden beklentim bu yanlışı düzeltmesi, toplumsal duyarlılıkların sözden uygulamaya dönüşen ve bugüne gelen eserlerine, sürecini ve anlamını anlatan adların verilip, bu adın neden verildiğinin açıklayıcı- aydınlatıcı metinlerin herkesin göreceği şekilde konması. Tıpkı “İsmail Bütün” parkında olduğu gibi.



[1] Bu Yazı 13 Haziran 2021 tarihli “Aynalı Pazar” da yayınlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.